ÖZGÜR’ÜN MÜZESİ
Müzeler sanat, kültür, bilim ve teknikle ilgili yapıtların ve doğal nesnelerin yararlanılması için korunduğu ve sergilendiği mekânlardır. “Müzeler, kültürel değer taşıyan, bir bütünü farklı biçimlerde korumak, incelemek, değerlendirmek, halkın beğenisini yükseltmek ve eğitim için sergilemek amacıyla toplum yararına yönetilen kurumdur.”
(Mimarlık Dergisi, 2002).
Müzeler dünyanın pek çok ülkesinde yüzyılı aşkın bir süredir yaygın eğitim kurumları olarak, eğitim amacıyla kullanılmakta; hatta gelişmiş ulusların okullarında müze eğitimi dersi verilmektedir.
“Son yıllarda ülkemizde önem kazanmaya başlayan müzeler ve müze eğitimi konusu, sanat eğitiminde öğretmenlere yeni ufuklar açan, değişik ve etkili sanat imkânları sunan bir alan olarak karşımıza çıkar.
        Bizim köyde ne müze vardır nede müze eğitimi verilmektedir.Çocukluğumuzda herhangi bir müze gördüğümüzü hatırlamıyorum.O günlerde köy okullarında bırakın müze eğitimini, öğretmenlerin bile müze eğitiminden bir haber olduğundan eminim.Ama bizim Özgür’ün tarihi eser tutkusu tanrı vergisi midir bilmem ama daha on iki on üç yaşlarında perese dediğimiz bahçelerde bulduğu küp kırıklarını hiç üşenmeyip uhu isimli yapıştırıcı ile birleştirdiğini hatırlarım.Bir keresinde köyümüzün ihtiyarlarından birisinin yaylada asarın(hisar) yakınında bir düzlük olduğunu orada tarihi eserlerin olduğunu söylemişti.bunu duyupta dururmuyuz hiç, üşenmeden hemen yaylanın yolunu tuttuk.(şu an para verseler çıkmam)asara tırmandık ordaki bir düzlükte demişti ama binlerce düzlük vardı ne tarihi eser ne de başka bir şey sadece taş ot ve ardıç ağaçları vardı.hayal kırıklığına uğrayıp köye döndük.Bir gün Özgür çağırdı “sana bir sürprizim var”dedi onların eve çıktık tahtadan divanın altını açtı. İşte dedi “burasıda benim müzem” bulduğu eski kuruşlu paralardan değişik küp kırıklarından evde kullanılmayan eski objelerden müze yapmıştı kendisine.çokta özenli dizilmiş objeler çevreden bulduğu düzgün camlarla sergilemişti. Düşünün bir kere Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk masumüyet müzesini yazdığında ellili yaşlardaydı.Sunay Akın oyuncak müzesini açtığındada ellili yaşlardaydı hem bunlar ekonomik ve kültürel anlamda bizim Özgür’le karşılaştırmak bile komik olabilirdi ama bizim Özgür  daha oniki onüç yaşlarında müze sevgisini onlardan önce kavramıştı.İlk müzesini onlardan önce köyündeki evinde kendisi, kendi olanaklarıyla açmıştı.ilerde çocuklarına anlatsa inanmakta güçlük çekebilirler, ama ben canlı şahidiyim bu müzenin. AFERİN LA ÖZGÜR….
ÜMİT ACAR BURDUR 2013  

Yorumlar

Popüler Yayınlar